Kovid-19 pandemisi ile beraber konut fiyatları 11 yıldır en büyük düşüşünü kaydetti. Özellikle yurtdışından gelen talep alınan önlemler ile beraber sekteye uğradı. Ekonomideki belirsizlik ve işsizliğin ani artışı da talebi iyice daralttı.
Büyük işsizlik, ücret kesintileri, iş belirsizliği ile birçok insanı, hayatlarının en büyük yatırımı, ev satın alma konusunda temkinli olmaya itti.
Düşen ev fiyatları ve durgunluğun yarattığı kredi krizi sırasında İngiltere, ABD ve diğer birçok ülkede olumsuz sonuçlar görüldü.
Koronavirüsün neden olduğu ekonomik belirsizlik sonucunda insanlar yeni bir ev alma düşüncesini erteledi. Bunun sonucunda konut fiyat endeksi fiyatlarının düştüğü gözlemlendi.
Kilitlenme sırasında evden başarılı bir şekilde çalıştığımızdan, ofisler eskisi kadar önemli mi? Sorusu da ofis satın alımlarını etkilerdi.
Fakat emlak sektörü üzerinde başka güçler de var. Birçoğumuz aniden evden çalışabileceğimizi ve işe gidip gelmeden ve ofisten kaçınabileceğimizi fark ettik ve bu durum piyasalar üzerinde belli bir etki yarattı.
“Ev gibi bir yer yok" düşüncesi bu günlerde hiçbir zaman olmadığı kadar yürek ısıtan bir düşünce. Sonuçta, çoğumuz uzun süre evimize veya dairemize kilitlendik. Kısaca pandemi, evlerimiz hakkında hissettiklerimizi değiştirmekten daha fazlasını yaparak Türkiye ve dünyadaki emlak piyasaları üzerinde büyük bir etki yarattı.
Daha büyük metrekaresi ve içine bir ofisi alan şehir dışı ve şehir merkezlerinden daha fazla ev arayanların sayısında önemli bir artış oldu. Koronavirüs kesinlikle birçok insanın nasıl ve nerede çalıştıklarını ve yaşadıklarını düşünmelerini sağladı. Kısıtlamaların kaldırılmaya devam etmesiyle de ekonomi ve konut piyasalarının toparlanması da umut verici oldu.